Tahtakale

Ticaretin Kalbi

İstanbul’da Fatih ilçesinde bulunan Tahtakale semtini objektifimizin yettiği ve dilimizin döndüğü kadarıyla anlatmaya çalışacağız. Zira Tahtakale’yi birkaç fotoğrafla ve birkaç cümleyle anlatmak her babayiğidin başarabileceği bir şey değil, zaten benim için hiç değil. Bu gezimizde bize eşlik ederek derin bilgisi ile bize rehber olan gezgin ve belgesel fotoğraf sanatçısı Sayın Ayşe Akhan Hanımefendiye yazımın başında teşekkürü bir borç bilirim.

Tahtakale semti İstoç toptancıları sitesi açılmadan önce tüm Türkiye’ye imal, ithal ve ihraç ürünleri tedariği sağlayan önemli bir ticari merkezdi. Günümüzde bu özelliğini değişen şartlara rağmen hala korumaktadır. Vapuruyla, Marmaray’ıyla, otobüs, tramvay vs gibi toplu taşıma araçların ortak noktası Eminönü, İstanbul’un merkezi bir semtinde olmanın avantajı olsa gerek. tarihi ve kültürel dokunun iç içe geçtiği bir semt olması, yurtdışından ve yurtiçinden gelen turistlerin cazibe merkezi olmayı başarmaktadır. Bölgede bulunan köklü ve çok eski işletmelerin yanı sıra tezgah olarak da açılan işportacı tarzı esnafında bölgede bulunması cazibesini bir kat daha arttırmaktadır.

Tahtakale’ye gittiğinizde alışverişinizi adeta sokakta yaparsınız hemen hemen tüm dükkanların önü size alışveriş imkanı sunmaktadır. Bütçenize uygun her malı bulma imkanınız vardır, Ayrıca yurt içinde üretilen veya ithali yapılan bir ürünü ilk orada görme şansınız çok yüksektir. Sahilde balık ekmeği ile günün her saati önünde uzun kuyruklar oluşan meşhur Ali ustanın çiğ köftesi, tarihi Filibe Köftecisi ile yine hafız Mustafa’sıyla, Mısır Çarşısı’nın üst katında yüz yıllık Pandelli restaurantı ile lezzet duraklarına sayabiliriz. tabii ki bunlara çok daha fazlasını ekleyebiliriz. Ayrıca gelecekten şans arayanların şansını denediği Milli piyango bayii asırlık Nimet ablasını es geçmek olmaz, aynı merkezi Sirkeci’de olan Kurukahveci Mehmet Efendi’yi de es geçemeyeceğim gibi.

Eskiden Sirkeci’ye her indiğimde ( biz eskiler Sirkeci’ye gitmezdik, inerdik🙂) mutlaka uğradığım Konyalı et lokantası günümüzde ne yazık ki Sirkeci’de kapanmış bulunuyor, aynı bir zamanlar müthiş lezzetiyle kurufasülyeci Fahri en ünlü ( Bu “en ünlü” yakıştırmasını özellikle yaptım, zira 1980 li yıllarda o kurufasülyeyi yemek için trafiğin bu kadar yoğun olmadığı hatta çalışma saatleri dışında trafiğin hiç olmadı dönemde Suadiye’de bulunan işyerimden çıkıp Sirkeci’ye öğlen yemeği için gider, 1.5 saat içinde dönerdik) öncelerde sade bir Kurufasülyeci Fahri lokantasıyla iş hayatına başlayan sonrasında Fahri çay ocağı, Fahri kebapçı ve Fahri restaurant olarak aynı sokakta 4 işletmeyle adeta sokağın hakimiydi, ne yazık ki o da tarihte yerini almış bulunuyor.

Tahtakale’nin meşhur hanlarında bulunan el zanaatıyla uğraşan esnafları barındıran hanları gezdim irili ufaklı atölyelerde üretilen eşyaların yapımında bizzat şahit oldum. gümüş atölyelerinden tutun da eskiden kalma kalaycı atölyeleri başta olmak üzere Çalışkan halkımızın alın teri ile emeğe dayalı ve kimseye muhtaç olmadan ürettiği işçiliğe şahitlik ettim.

Alışveriş hanlarının ünlülerinden olan Doğubank iş hanı olsa da bunun yanı sıra Altın han, bizim gibi fotoğrafçıların olmazsa olmazı Hayyam çarşısı ve Tahtakale içinde bulunan şark han ilk sıralarda yerlerini alıyor. Tabii ki bölgede bulunan Kapalıçarşı’yı da saymadan edemeyeceğim ama onu başka bir yazıda anlatmam gerekiyor orası başlı başına bir ilgi alanı. Mutlaka benim ve sizin de ekleyeceğiniz bir çok mekan, işletme, han vardır, onları da alttaki yorum kısmına siz eklerseniz en kısa sürede Sirkeci’ye inip🙂 inceledikten sonra fotoğraf ve bilgisiyle bu yazıma ekleyeceğim. Esen kalın.