İstanbul’un Orta yeri sinema değilmiş!!!

İstanbul’un Orta Nokta Taşı olarak bilinen iki farklı nokta ve bunlarla ilgili hikayeler bulunmaktadır:

1. Şehzadebaşı Camii Yanındaki Yeşil Sütun:

• Hikayesi: Rivayete göre, Kanuni Sultan Süleyman, vefat eden oğlu Şehzade Mehmet için bir cami yaptırmak ister ve Mimar Sinan’dan bu caminin İstanbul’un tam orta noktasına inşa edilmesini emreder. Mimar Sinan yaptığı ölçümler sonucunda Şehzadebaşı Külliyesi içindeki Şehzade Mehmet Türbesi’nin yanını (Şehzadebaşı Caddesi ile Dedeefendi Caddesi’nin kesiştiği nokta) İstanbul’un merkezi olarak belirler ve buraya dönen yeşil somaki mermerden bir sütun diker. Bu sütun, aynı zamanda kıble yönünü de göstermektedir.
• Günümüzdeki Durumu: Yol seviyesinin yükselmesi ve asfalt çalışmaları nedeniyle sütunun alt kısmı toprak altında kalmış ve dönme özelliğini yitirmiştir. Eskiden üzerinde herhangi bir tanıtım levhası bulunmaması nedeniyle pek çok kişi bu tarihi noktanın farkında değildir. Son zamanlarda sütunun yanına asılan levha sayesinde yoldan gelip geçen dikkatli kişiler artık taşın yerini rahatlıkla görüp yeterli bilgiyi alabiliyorlar

2. Milyon Taşı (Sultanahmet Meydanı):

• Hikayesi: Bizans döneminde, antik Roma yollarının başlangıç noktası ve sıfır meridyeni olarak kabul edilen bir anıttır. “Her yol Roma’ya çıkar” sözünün kaynağı olarak da bilinir. Ayasofya’nın karşısında, Yerebatan Sarnıcı’nın yanında yer almaktaydı. İmparatorluk törenlerinin burada da devam ettiği tarihi kaynaklarda geçmektedir.
• Günümüzdeki Durumu: Orijinal anıttan günümüze ulaşan sadece bir sütun kalıntısıdır.

Dolayısıyla, İstanbul’un “orta nokta taşı” denildiğinde akla iki farklı tarihi yapı gelmektedir. Osmanlı döneminde Şehzadebaşı’ndaki yeşil sütun bu anlamı taşırken, Bizans döneminde ise Sultanahmet’teki Milyon Taşı aynı öneme sahipti. Her iki nokta da İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginliğinin önemli birer parçasıdır.