Bulgur Palas, ya da özgün adıyla Bolulu Habip Bey Konağı

Bulgur Palas: İstanbul’un Tarihi Kalbinde Bir Miras

İstanbul’un zengin tarihine ve kültürel mirasına tanıklık eden Bulgur Palas, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Bulgur Palas’ın Tarihçesi

Osmanlı Dönemi

16. yüzyılda inşa edilen Bulgur Palas, Osmanlı döneminin mimari harikalarından biridir.

Günümüzde

Günümüzde bir kültür merkezi olarak hizmet veren Bulgur Palas, tarihi dokusunu modern konforla birleştiriyor.

Yüksek kemerler, palasın ihtişamını yansıtırken,

Duvarları süsleyen çiniler, göz alıcı güzelliğiyle ziyaretçileri büyülüyor.

Toplu taşıma araçlarına yakın, kolay ulaşılabilir bir konumda olan Bulgur Palas

İstanbul’un tarihi yarımadasında, Sultanahmet bölgesinde yer alıyor.

 

Ayşe Akhan ile Bulgur Palas yazısı ilk önce İstanbulCepte üzerinde ortaya çıktı.

Kuşlar için yapılan Kuş yuvası şeklinde ifade edilen yapıların diğer özelliği, insanların kullandıkları yapıların cephelerinde yer almalarıdır. Osmanlı Mimarisi’nin bir unsuru haline gelmiş kuş evleri, günümüz Türk Toplumu’nda uygulanmamaktadır

Kuş yuvası yazısı ilk önce İstanbulCepte üzerinde ortaya çıktı.

Kültürümüzde sıkıntı yaşayan insanlara yardıma koşan Hızır ve İlyas peygamberlerin 5 Mayıs gecesi bir araya gelip insanların dileklerini gerçekleştirdiklerine inanılan gündür Hıdırellez.

Zaman içinde çeşitli yerlerde (Edirne’de Kakava ve 2000 yılından bu yana İstanbul’un Fatih ilçesinin Ahırkapı semtinde) kutlamalar gerçekleşmektedir. 2011 yılında biletli olarak düzenlenmek istenen şenlikler gelen tepkiler üzerine bu düşünceden vaz geçilmiştir. Önceleri  “Ahırkapı Hıdrellez Şenlikleri Derneği” ve bu sene de ‘’Ahırkapı Müzisyenler Derneği’’ tarafından düzenlenecek olan şenlikler geniş kitlelerin ilgisini çekmektedir.

İstanbul’daki bombalı saldırılar, Ramazan Ayı ve ardından yaşanan pandemi dönemi ile bir süre ara verilen şenlikler uzun aradan sonra düzenlenecek olması nedeniyle bu sene yine büyük bir coşkuya neden olacağa benziyor. 2017 yılında ilk kez katıldığım şenliklerde müthiş kalabalığa rağmen çok keyif almıştım. (hatta birlikte gittiğim arkadaşımla o kalabalıkta birbirimizi kaybetmiş, arkadaşımın cep telefonu şarjının olmaması nedeniyle de birlikte gittiğimiz Hıdırellez şenliklerinde ayrı ayrı kutlayıp ayrı ayrı geri dönmüştük J)

Bu yıl İstanbul’daki Kutlama saat 18.00 ila 23.00 arasında Ahır kapı semtindeki Keresteci Hakkı Sokak ve Şadırvan Sokak’ta yapılacak. 5 Mayıs Perşembe günü saat 18.00’de, Ayasofya Müzesi önünde buluşulacak ve Ahırkapı’ya Hıdırellez’i kutlamak üzere yürünecek. Kutlamaya gelenler bir yandan canlı müzik eşliğinde sokaklarda dans edip eğlenirken, diğer yanda mahalle halkının hazırladığı sokak lezzetlerinin tadına varacaklar, yakılan ateşler üzerinden atlamalar ve dilek ağacına asılan dilekler gibi çeşitli etkinliklere şahit olacaklar. Günün sonunda tutulan dileklerin gerçekleşmesi umuduyla, şenlikte çekilen fotoğraflar ve videoların sosyal medyada paylaşılmak üzere ve gelecek yıl düzenlenecek Hıdırellez şenliklerinin özlemiyle saat 23.00 sularında mutlu bir güne veda edileceğini düşünüyorum.

Sizde eğer Hıdırellez şenliklerine katıldıysanız ya da katılacaksanız değerlendirmelerinizi yorum kısmında paylaşa bilirsiniz. Esen kalın.

Ahırkapı Hıdrellez Şenlikleri yazısı ilk önce İstanbulCepte üzerinde ortaya çıktı.

Ticaretin Kalbi

İstanbul’da Fatih ilçesinde bulunan Tahtakale semtini objektifimizin yettiği ve dilimizin döndüğü kadarıyla anlatmaya çalışacağız. Zira Tahtakale’yi birkaç fotoğrafla ve birkaç cümleyle anlatmak her babayiğidin başarabileceği bir şey değil, zaten benim için hiç değil. Bu gezimizde bize eşlik ederek derin bilgisi ile bize rehber olan gezgin ve belgesel fotoğraf sanatçısı Sayın Ayşe Akhan Hanımefendiye yazımın başında teşekkürü bir borç bilirim.

Tahtakale semti İstoç toptancıları sitesi açılmadan önce tüm Türkiye’ye imal, ithal ve ihraç ürünleri tedariği sağlayan önemli bir ticari merkezdi. Günümüzde bu özelliğini değişen şartlara rağmen hala korumaktadır. Vapuruyla, Marmaray’ıyla, otobüs, tramvay vs gibi toplu taşıma araçların ortak noktası Eminönü, İstanbul’un merkezi bir semtinde olmanın avantajı olsa gerek. tarihi ve kültürel dokunun iç içe geçtiği bir semt olması, yurtdışından ve yurtiçinden gelen turistlerin cazibe merkezi olmayı başarmaktadır. Bölgede bulunan köklü ve çok eski işletmelerin yanı sıra tezgah olarak da açılan işportacı tarzı esnafında bölgede bulunması cazibesini bir kat daha arttırmaktadır.

Tahtakale’ye gittiğinizde alışverişinizi adeta sokakta yaparsınız hemen hemen tüm dükkanların önü size alışveriş imkanı sunmaktadır. Bütçenize uygun her malı bulma imkanınız vardır, Ayrıca yurt içinde üretilen veya ithali yapılan bir ürünü ilk orada görme şansınız çok yüksektir. Sahilde balık ekmeği ile günün her saati önünde uzun kuyruklar oluşan meşhur Ali ustanın çiğ köftesi, tarihi Filibe Köftecisi ile yine hafız Mustafa’sıyla, Mısır Çarşısı’nın üst katında yüz yıllık Pandelli restaurantı ile lezzet duraklarına sayabiliriz. tabii ki bunlara çok daha fazlasını ekleyebiliriz. Ayrıca gelecekten şans arayanların şansını denediği Milli piyango bayii asırlık Nimet ablasını es geçmek olmaz, aynı merkezi Sirkeci’de olan Kurukahveci Mehmet Efendi’yi de es geçemeyeceğim gibi.

Eskiden Sirkeci’ye her indiğimde ( biz eskiler Sirkeci’ye gitmezdik, inerdik) mutlaka uğradığım Konyalı et lokantası günümüzde ne yazık ki Sirkeci’de kapanmış bulunuyor, aynı bir zamanlar müthiş lezzetiyle kurufasülyeci Fahri en ünlü ( Bu “en ünlü” yakıştırmasını özellikle yaptım, zira 1980 li yıllarda o kurufasülyeyi yemek için trafiğin bu kadar yoğun olmadığı hatta çalışma saatleri dışında trafiğin hiç olmadı dönemde Suadiye’de bulunan işyerimden çıkıp Sirkeci’ye öğlen yemeği için gider, 1.5 saat içinde dönerdik) öncelerde sade bir Kurufasülyeci Fahri lokantasıyla iş hayatına başlayan sonrasında Fahri çay ocağı, Fahri kebapçı ve Fahri restaurant olarak aynı sokakta 4 işletmeyle adeta sokağın hakimiydi, ne yazık ki o da tarihte yerini almış bulunuyor.

Tahtakale’nin meşhur hanlarında bulunan el zanaatıyla uğraşan esnafları barındıran hanları gezdim irili ufaklı atölyelerde üretilen eşyaların yapımında bizzat şahit oldum. gümüş atölyelerinden tutun da eskiden kalma kalaycı atölyeleri başta olmak üzere Çalışkan halkımızın alın teri ile emeğe dayalı ve kimseye muhtaç olmadan ürettiği işçiliğe şahitlik ettim.

Alışveriş hanlarının ünlülerinden olan Doğubank iş hanı olsa da bunun yanı sıra Altın han, bizim gibi fotoğrafçıların olmazsa olmazı Hayyam çarşısı ve Tahtakale içinde bulunan şark han ilk sıralarda yerlerini alıyor. Tabii ki bölgede bulunan Kapalıçarşı’yı da saymadan edemeyeceğim ama onu başka bir yazıda anlatmam gerekiyor orası başlı başına bir ilgi alanı. Mutlaka benim ve sizin de ekleyeceğiniz bir çok mekan, işletme, han vardır, onları da alttaki yorum kısmına siz eklerseniz en kısa sürede Sirkeci’ye inip inceledikten sonra fotoğraf ve bilgisiyle bu yazıma ekleyeceğim. Esen kalın.

Tahtakale yazısı ilk önce İstanbulCepte üzerinde ortaya çıktı.

Belli başlı müzelerin yanı sıra İstanbul her şeyde olduğu gibi Müze açısından bir cennet sayılır.

İşte Bu müzelerden sadece birkaçını tanıtayım.

1. Tekfur Sarayı Müzesi

Pazartesileri kapalı olan müze diğer günler 09:00 – 17:00 saatleri arası açık. Yaklaşık 1000 yıllık bir tarihe sahip müze İstanbul’un Fatih ilçesi sınırları içinde Ayvansaray Mahallesi, Şişhane Caddesinde bulunuyor.

İstanbul’da Müzeleri Gezmek İçin Bol Vakit Ayırın yazısı ilk önce İstanbulCepte üzerinde ortaya çıktı.

Burası tarihe ev sahipliği yapmakta olan 140 yıllık bir yapıdır. Daha önceden üst katı atölye olarak yani şekerin yapıldığı alan olarak kullanıyormuş o eski dönemlere 140 yıllık bir tarihe bakıldığında duvarında tarihi fotoğraflar görebilirsiniz, bu fotoğraflar imalata ait fotoğraflardır Taksim’de çıkartılmıştır

Onun dışında Burada gördüğümüz mermer akide şekerinin yapıldı, bu kalınlıkta ilk mermerdir ve tarihidir UNESCO tarafından korunmaktadır, Onun dışında Bizans döneminde arabalı vapurlar o dönemlerde atları taşıyor ve atları taşıyan insanlar gelip bu yapıları ahır olarak kullanıyorlarmış, daha sonradan Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’u fethettikten sonra bu yapılar Osmanlıyla beraber çeşitli dükkanlar olarak kullanılmaya başlamış. Onun dışında dediğim gibi ambiyans olarak farklıdır tarihi dokusu korunmuştur işletmeler ellerinden geldiği kadar buralara sahip çıkmaya çalışıyor.

İşletme çalışanları bize çok yakın ve samimiyetle davrandılar gelecek tüm ziyaretçileri burada görmekten çok mutlu olacaklarını ifade ettiler. İşletmenin ürünlerinden bahsetmem gerekirse bu ancak güzelim akide şekerlerini ancak siz tadarak anlaya bilirsiniz. Yolunuz Balat’a düştüğünde mutlaka uğramanızı tavsiye ederim, Damak tadınıza hitab edecek bir akide şekeri mutlaka bulmanız yanı sıra yaşayacağınız o tarihi ambians sizin anılarınıza birikim olacaktır.

Tarihi Balat Şekercisi yazısı ilk önce İstanbulCepte üzerinde ortaya çıktı.

İstanbul’un tarihi ve kültürel yapısını araştırırken Zeyrek’te bulunan Kadınlar Pazarına mutlaka yolunuz düşecektir. İstanbul’un eşsiz ve dünyanın başka hiçbir yerinde bulamayacağınız karmaşık kültürel mozaiğinin en güzel örneklerinden birisi olan Fatih semtinde bulunan Zeyrek Kadınlar Pazarı tüm dünyada ilgi uyandırmayı başarıyor.

Kadınlar Pazarının Tarihçesi?

Zeyrek Kadınlar Pazarı 1908 yılında çıkan büyük Zeyrek- Çırçır yangınından sonra 1500 evin yanması ile birlikte yeniden bir yapılanma sonucunda ortaya çıkıyor. Yangın Sonrası yapılan çalışmalarda yanan bu bölgeye bir sokak ve bir meydancık olarak düzenleniyor. O tarihten itibaren burası içerisinde hiç kadın esnaf olmadığı halde Kadınlar Pazarı olarak tanınıyor.

Zeyrek Kadınlar Pazarı Avrupa’nın En Gözde 12 Caddesinden Birisi Olmayı Başardı

Kadınlar Pazarı adı Nereden Geliyor?

Bu bölgeye Kadınlar Pazarı denilmesinin nedeni çok daha geçmiş yıllara dayanıyor. Bunun için 3 farklı iddiadan bahsediliyor. Bazı bilgiler bu bölgenin eskiden kadın kölelerin satıldığı bir yer olduğunu anlatıyor. Bazı bilgilere bakıldığında bu bölgede eskiden sadece kadınlar alışveriş yaptığı için bu ismi aldığı söyleniyor. Bazı kesimler ise çok eski dönemlerde burada kadın esnafların satış yaptığını ve bu nedenle bu bölgeye kadınlar pazarı denildiğini anlatıyor. 

Neler Alabilirim?

Farklı iddialara bağlı olarak kadınlar pazarı olarak bilinen bu bölge New York Times gazetesi tarafından Avrupa’daki en gözde 12 cadde listesinde yer alacak kadar özel bir bölge olarak görülüyor. Buram buram tarih kokan bu özel caddede ülkenin dört bir yanında yetişen yöresel ürünleri bulabiliyorsunuz. Özellikle Doğu bölgemizin yöresel ürünlerini bol çeşitleriyle bulabileceğinizi hatırlatalım, seçim sizin:)

İstanbul’un Tarihi Semti Zeyrek: Meşhur Kadınlar Pazarı yazısı ilk önce İstanbulCepte üzerinde ortaya çıktı.